İOSELİANİ’YE YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ Gürcü yönetmen Otar İoseliani’ye bu yıl ilki gerçekleştirilen Malatya Uluslararası Film Festivali’nde “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” verildi. Yönetmenin “Chantrapas/İşe Yaramaz” isimli son filminin gösterimini sonrası Otar Ioseliani’ye ödülünü Malatya Valisi Ulvi Saran takdim etti. Bir basın mensubunun “Chantrapas/İşe Yaramaz” filminin kimin, kimlerin otobiyografisi olduğu üzerine sorulan ilk soruyla başlayan toplantıda Otar Iosseliani ilk olarak bunların, başta Nazım Hikmet, Charli Chaplin ve Tarkovski gibi istediği şeyleri yapabilmek için ülkesinden göç eden, göç etmek zorunda kalan sanatçılar olduğunu söyledi.” Sinemanın büyüleyici şairi olarak anılan İoseliani ödülünü alırken “samimiyetle belirtmeliyim ki bu ödülü hak ettiğimi düşünmüyorum” dedi ve “herkes gibi ben de hayatım boyunca az çalıştım ve hep yapmak istediğim şeyleri yaptım. Tembellikle ve istediğini yapmak isteyince epey zaman geçiyor. Etrafımda hep sinemayla ilgisi olmayan insanlar vardı ve onlar yaptığım işleri eleştirdiler. Sinema ciddi bir iş değildir, uçuk kaçık bir iştir. Ciddi olmadan ciddi işler yapmaya çalıştım.” diye konuştu. Büyükbabasının ve babasının uzun bir yaşam geçirdiklerini anlatan Otar İoseliani “Bence bu ödül için erken, bu ödülü şimdi bana vermek, kariyerimin bittiği anlamına geliyor. Ama siz böyle karar verdiyseniz neden olmasın” dedi ve Malatya’da olmaktan mutlu olduğunu ifade etti. “Ben Gürcüyüm, hiçbir zaman inkâr etmedim, vazgeçmedim Gürcü olmaktan” diyen İoseliani, rehberinin Gürcüce bilmediği için kendisinin Fransızca konuştuğunu söyledi.
"Yaşam Boyu Başarı Ödülü" Otar Iosseliani'ye verildi! 1. MALATYA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ "YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ" OTAR IOSSELIANI’YE VERİLDİ... Sinemanın alaycı ve büyüleyici şairi Otar Iosseliani’ye Malatya’dan Yaşam Boyu Başarı Ödülü Gürcü yönetmen Otar Iosseliani’ye bu yıl ilki gerçekleştirilen Malatya Uluslararası Film Festivali’nde ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ verildi. Yönetmenin son filmi ‘Chantrapas/İşe Yaramaz’ın Malatya Park AVM’de 27 Kasım gecesi gerçekleştirilen ilk gösteriminde Otar Iosseliani’ye, Malatya Valisi ve Festival Onursal Başkanı Doç Dr. Ulvi Saran “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nü takdim etti. Doç. Dr. Ulvi Sarankonuşmasında sinemanın büyüleyici şairi olarak anılan yönetmenin festivalde bulunmasının ayrı bir önemi olduğunu belirtti ve kendisine “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nün veriliyor olmasının gelecekte de festivalin nasıl oluşacağı hakkında bir fikir vereceğine dikkat çekti. Vali Ulvi Saran,”Kendisini kutluyor,”Kristal Kayısı” ödülümüzü kendisine vermekten onur duyuyorum” dedi. “Yaşam Boyu Onur Ödülü”nün sahibi Otar Iosseliani ödülün takdiminde “Samimiyetle belirtmeliyim ki bu ödülü hakketiğimi düşünmüyorum” dedi. “Herkes gibi bende hayatım boyunca az çalıştım ve hep yapmak istediğim şeyleri yaptım. Tembellikle ve istediğini yapmak isteyince epey zaman geçiyor.” diyen Otar Iossaliani sözlerine şöyle devam etti: ”Etrafımda hep sinemayla ilgisi olmayan insanlar vardı ve onlar yaptığım işleri eleştirdiler. Sinema ciddi bir iş değildir, uçuk kaçık bir iştir. Ciddi olmadan ciddi işler yapamaya çalıştım.” Büyükbabasının ve babasının uzun bir yaşam geçirdiklerini anlatan Otar Iosseliani “Bence bu ödül için erken, bu ödülü şimdi bana vermek, kariyerimin bittiği anlamına geliyor. Ama siz böyle karar verdiyseniz neden olmasın.” diyerek kendine has üslubu ile konuşmasını sürdürdü. Ödülü verenlere teşekkürlerini ileten Otar Iosseliani, Paris’ten Malatya’ya çok ta kolay olmayan bir yolculukla geldiğini, fakat burada çarşıda çalışan bakır ustalarını, ve diğer çalışan zanaatçileri gördüğünde çok mutlu olduğunu, şehirde çalışan, üreten insanlar gördüğü için duyduğu mutluluğu sözlerine ekledi. “Ben Gürcüyüm, hiçbir zaman inkar etmedim, vazgeçmedim Gürcü olmaktan” diyen Otar, rehberinin Gürcüce bilmediği için şu an Fransızca konuştuğunu söyledi. Sinemanın gelecekte bir felaketin içine düşeceğine önem çeken usta yönetmen, “Dijital felakatin ta kendisidir. Dijital, soğuk, kuru, insanlık dışıdır.” dedi. Fransa’da belli sinemalarda filmleri dijital vermeye başladıklarını anlatan usta yönetmen, filmlerin dijital olmasının bir düğme ile herşeyin silinebilme ihtimalini doğurduğu görüşünü dile getirdi. Otar Iosselianiödül için Vali Ulvi Saran’a teşekkürlerini iletti. Vali Ulvi Saran ise, ”Festival yönetmenimiz bana Otar'ın şehri dolaşırken bakırcı esnafının faaliyetlerini büyük bir beğeniyle izlediğini anlattı. Bu Otar Iosseliani’nin aynı şiirsel üslubundaki filmleri gibi, gerçek bir dünya da yaşama istemeni bu şekilde vurgulamış bulunuyor.” dedi. İlk gösterimi Malatya’da gerçekleşen “Chantrapas/İşe Yaramaz” filmi ile ilgili açıklama yapan yönetmen, filmin adının nereden geldiğini anlattı. Otar, ” Şan hocaları, San Petersburg’a geldiği zaman, varlıklı aileler çocuklarını şarkı söylemesi için şan hocalarına götürürdü. Hocalar, bir çocuğu gördüğü zaman chantra/şarkı söyleyebilir, chantrapas/şarkı söyleyemez derlerdi. ”Chantrapas” kelimesi de zaman içinde “işe yaramaz” anlamını aldı. Şarkı söyleyemez onlar, bakan olamaz onlar, ciddi bir insan, ciddi bir akademik kariyere sahip olamaz, hiçbir işe yaramaz… San Petersburg burjuvazisinin ön görüşüydü bu.” “Chantrapas”ın günlük kullanılan bir kelime haline geldiğini söyleyen Otar Iosseliani, kinayeli üslubu ile Rahmaninov, Chopen, Dostoyevski veTolstoy gibi pek çok sanatçıya o zamanlarda “chantrapas/işe yaramaz” dendiğini vurguladı. Filminin gösteriminin hemen öncesinde, filmlerinin, sinema sanatının görüntü üzerine kurulu olduğunu vurgulayan sanatçı, ”Sinemayı seven her insan gibi radyo yapmamaya çalışıyorum” dedi ve izleyicilere altyazıları okumaya çalışırken filmi seyretmeyi unutmamalarını hatırlattı. Sonrasında yoğun bir katılımla filmin gösterimine geçildi. Otar Iosseliani MUFF'da Basın Toplantısı düzenledi “CHANTRAPAS/ İŞE YARAMAZ” FİLMİNİN YÖNETMENİ OTAR IOSSELIANI’NIN BASIN TOPLANTISI MALATYA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ Malatya Uluslararası Film Festivali’nin ilk “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nün sahibi, 27 Kasım tarihinde Galası gerçekleştirilen “Chantrapas/İşe Yaramaz” filminin Gürcü yönetmeni Otar Iosseliani’nin katılımı ile 28 Kasım tarihinde, saat 10.30’da Malatya Anemon Otel’de Basın Toplantısı gerçekleştirildi. Festival kapsamında ilk gösterimi yapılan ” Chantrapas/ İşe Yaramaz” filminin, kendine özgü bir sinema dili sunan başarılı, usta yönetmeni Otar Iosselianiile son filmi ile ilgili gerçekleştirilen basın toplantısına çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu katıldı. Bir basın mensubunun “Chantrapas/İşe Yaramaz” filminin kimin, kimlerin otobiyografisi olduğu üzerine sorulan ilk soruyla başlayan toplantıda Otar Iosseliani ilk olarak bunların, başta Nazım Hikmet, Charli Chaplin ve Tarkovski gibi istediği şeyleri yapabilmek için ülkesinden göç eden, göç etmek zorunda kalan sanatçılar olduğunu söyledi.”Burada, otobiyografide bahsedilenler sevdiğim sanatçılardır. Biz sanatçılar halkın düşüncesine her zaman yakın olmayabiliriz. Genelin sahip olduğu düşünce, genel kanı aslında en büyük sansürdür.” diye devam eden yönetmen, ideolojik sansürün diğer sansürlerden çok daha yumuşak bir sansür olduğunu, bununda yapımcılara ideolojileri dikte etmeye götürdüğünü anlattı. Otar Iosselianigünümüz sinemasına değinerek,”Bakıyorsunuz ki filmlerin hepsi birbirine benziyor. Bu da bir alışkanlık olup, seyircide beklenti oluşturuyor. 007 James Bond’un sonu kötü bitse, James Bond kaybetse seyirci bunu asla kabul etmez. Seyirci filmin her zaman iyi sonla biteceğini bildiği için bu sefer film kötü bitse seyirci sansürleyebilir.” dedi. Binbir Gece Masalları’nda Şehrazat’ın sultana anlattığı hikayelerde Şehrazatın hikayeyi bitirememesinin de bir sansür olduğunu anlatan yönetmen, ”Totaliter rejime karşı olan bir film yapmak bir çılgınlıktır. Bu yüzden çoğu filmim yasaklandı, rafa kalktı. Hayır, hepsi kısalar dahil yasaklandı. Daha sonra gösterime girdiler, bu defa da insanlar tarafından yapılmaya başladı.” dedi. Sansür uygulayanların kendilerinden kötü durumda olduğunu belirten Otar Iosseliani, sansür uygulayanların kendisine filmlerin çekiminde yardımcı olduklarını, bütün filmlerini çekebildiğini fakat filmlerin o dönem rafa kaldırıldığını, gösterilmediğini anlattı. Şu an bütün filmlerini görebiliceğimizi ekleyen yönetmen, “Bugün çok şaşkınım nasıl yapabildiğime. Bunu senaryoları değiştiren, silen kurulun yardımıyla yapabildim, SSCB’nin korkunç, çirkin rejimine rağmen. Öz yaşam öyküsü üzerine söyleyebileceğim bu” dedi. | “Ben gördüğünüz deniz kızı tarafından götürülmedim. Gösterdiğim şeyler yapmak istediğim şeylerdi. Benim için bu film, bu mesleği, sinemayı yapmak isteyen insanların ortak tablosu.” diyen Otar Iosseliani filminde işlediği karakteri bu şekilde anlattı. Bir şeye karşı olmayı çok sevdiğini söyleyen yönetmen, alışkanlığı olmayan herşeye karşı olduğunu ekledi. Eskiden yazarların mürekkep ve ucunda tüy olan kalemlerle yazdığını, mürekkebe batırılan kalem esnasında yazarın düşünme zamanı kazandığını anlatan yönetmen, türkenmez kalem ile bu düşünme sürecinin kaybolduğunu, artık insaların düşünmeye vakitleri olmadan yazdıklarını, çalıştıklarını söyledi. Bu örneklemeyi gelişen teknoloji, montaj masalarının kalkması ve dijital dünyaya geçilmesi ile film sektörünün değişimi üstüne veren yönetmen, bilgisayar ekranına bağlı olarak çalışmayı da, “Bu özgür bırakmıyor sizi, sürekli çalışmak zorundasın. Bu insana yapılabilecek en büyük sömürü” olarak tanımladı. Dijitale geçilmesiyle birlikte pek çok iş kolununda ortadan kalktığını, sinema sanatını mühendislerle birlikte yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Gümüş içeren bobinlerin 300 yıla yakın ömrü olduğunu söyleyen Otar,şu an dijitale aktarılan bütün geçmiş görüntülerin ise bir düğmeyle yok olması ihtimaline vurgu yaptı. Basın toplantısı katılımcılarından biri tarafından; dijital sinemanın film üretimi konusunda kolaylıklar sağladığını anlatması, çağdaşlarının da dijital kullandığını söylemesi üzerine yönetmen Otar Iosseliani şu şekilde konuştu.”Stanislavski’nin dediği gibi tiyatro vestiyerden başlar. Vestiyer bir süreçtir. Paltonuzu bırakırsınız, bayanlar üstlerini düzeltir, vs. Sonrada yerinizi aramak, yer göstericinin eşliğinde yerinizi bulmak, artık gösteriyi izlemek için hazırsınızdır. Arabada Mahler dinlediğimiz zaman, bu artık dinlemek değildir. Dinlemek bir konser salonunda müzisyenler çaldığı zaman dinlemektir.” Müzisyen bir arkadaşının kendisini dinlemeye geldiğinde arka sıralara oturması ve yüzüne bakmaması konusunda kendini uyardığını anlatan yönetmen, sözlerine şöyle devam etti: ”Çünkü çaldığım zaman konuşuyorum, derin nefes alıyorum ve benim bütün bedensel alışkanlıklarım senin beni dinlemeni engelleyecektir.” Hayalinin bütün elektriklerin arızalanması ve yeniden mum ışığı, gaz lambasına dönülmesi olduğunu söyleyen Otar, kendisinin eskiye tapan biri olarak görülmesini istemediğini ekleyerek, elektrik olmadığı dönemde de yapılan sanat eserlerine, sahnelenen oyunlara dair örnek verdi, o dönemde insanlar arasında gerçek ilişkilerin kurulduğunu söyledi. “Marco Polo Çin’e ulaşmak için günlerce yol gitti ve yollarda neler neler gördü. Ve siz bir DVD’yi büyük, küçük bir ekranda izlemenin demokratik olduğunu mu, bağıran çocuklara, etrafta dolaşan karınıza rağmen, bunun demokratik olduğunu mu düşünüyorsunuz?” diyen Otar Iosseliani, Sokrates’in de demokratik bir şekilde öldürüldüğü görüşünü ekledi. “Demokrasiden nefret ediyorum. Demokrasi bir salaklar birliğidir. Ne yazık ki çoğunluktur demokrasi” diyen yönetmene yöneltilen “Demokrat Fransa’da olmaktan ne hissediyorsunuz?” sorusu üzerine, “Fransa ve Demokrasi mi? Polis rejimidir Fransa.” cevabını verdi. 1789 Fransa Devrimi, o dönem ve sonrası üzerine örnekler veren Otar Iosseliani, demokrasi adına yaşananların ne kadar insanlık dışı olduğunu anlattı. Yönetmen Otar Iosseliani, “Demokrasi için binlerce şey söyleyebilirim sizlere ama şimdi birer çay içelim” diyerek basın toplantısını bitirdi.
|