Mitra Global CMS Mitra Global CMS Mitra Global CMS
 

GÜRCÜ KÜLTÜR MERKEZİ

Dünya/მსოფლიო

Anketler/ანკეტა

Gürcü kültürü için neler yapılmalıdır?
 

Siteyi Ekle

CNN Türk Son Haberler

Kimler Sitede

Şuanda 42 konuk çevrimiçi

Giriş Formu

Giriş yapmak için kullanıcı adı ve şifrenizi giriniz.



 
Mitra Global CMS Mitra Global CMS Mitra Global CMS
123
Mitra Global CMS Mitra Global CMS Mitra Global CMS
 

Önemli Yazılar...

Türkiyeli Gürcülerin Geleceğine Yönelik Kısa Bir Değerlendirme…

 Türkiyeli Gürcüler,kendilerini Çhveneburi olarak tanımlayan,sayıları kes...

Niçin Gürcü Kültür Merkezi?

        Bu soruya h...

BİR RÖPORTAJIN ARKA PLANI: ADIĞE BİRLİĞİ MEGREL-LAZLARA NASIL BİR MODEL OLACAKTIR?

BİR RÖPORTAJIN ARKA PLANI: ADIĞE BİRLİĞİ MEGREL-LAZLARA NASIL BİR MODEL OLACAKTIR?   ...

KAFKAS HALKLARININ KARDEŞLİĞİ İÇİN AYDIN SORUMLULUĞU !

  AÇIKLAMA:Kolkhoba. org’un sayın Yalçın Karadaş’la yapmış olduğu ...

Türkiyeli Gürcüler ve Gürcü Kültür Merkezi’ne Dair…

 Türkiyeli Gürcüler ve Gürcü Kültür Merkezi’ne Dair&he...

Gürcü Kültür Merkezi CNN Türk’te canlı yayında…

Ne Oluyor'da Laz Kültür Derneği Başkanı MEHMEDALİ BARIŞ BEŞLİ, Gürcü Kült...

Türkiyeli Gürcülerde asimilasyon,anadil ve kimlik sorunları….

Türkiyeli Gürcülerde asimilasyon,anadil ve kimlik sorunları…. Dil ve etnisi...

Ali İhsan Aksamaz ile Röportaj

 Demokratik Gürcüler Platformu'nun Laz aydını Ali İhsan Aksamaz'la yaptığ...

Hayatın akışı ve vesaire...

Hayatın akışı ve vesaire.. Hayat sonsuz ri...

Hüseyin Uygun ile Röportaj

Demokratik Gürcüler Platformunun Gürcü aydını, edebiyatçı-şair ve &cced...

GÜRCİSTAN-RUSYA İLİŞKİLER: SORUNLAR, AYRILIKÇI HAREKETLER

GÜRCİSTAN-RUSYA İLİŞKİLERİNDE AYRILIKÇI HAREKETLER Giriş SSCB’nin dağılmasında...

Türkiye’nin sözde Gürcü aydınları…

Türkiye’nin sözde Gürcü aydınları… ...

AHMET HULUSİ KIRIM İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJ

DEMOKRATİK GÜRCÜLER PLATFORMU OLARAK LAZ AYDINI AHMET HULUSİ KIRIM İLE YAPTIĞIMIZ R&Ou...

Gürcistan’daki Güncel Gelişmeler ve Türkiye ile İlişkileri

Gürcistan’daki Güncel Gelişmeler ve Türkiye ile İlişkileri Gürcistan&rs...

GÜRCÜ KÜLTÜR MERKEZİ-KANAL B TV

GÜRCÜ KÜLTÜR MERKEZİ-KANAL B TV ...

Gürcü Kültür Merkezi Faaliyetleri (2010-2011)

Gürcü Kültür Merkezi Faaliyetleri (2010-2011) ...

Ahmet Özkan Melaşvili Sunumu...

Ahmet Özkan Melaşvili Sunumu...

Gürcistan Rusya Savaşı 2010 yılı Basın Açıklaması-Rus Konsolosluğu

Gürcistan Rusya Savaşı 2010 yılı Basın Açıklaması-Rus Konsolosluğu ...

ÜCRETSİZ GÜRCÜCE DİL KURSLARI...

  ÜCRETSİZ GÜRCÜCE DİL KURSLARI BAŞLIYOR... Gürcüce dil  ...

Eşref Yılmaz ile röportaj...

DEMOKRAT  GÜRCÜLER PLATFORMU OLARAK GÜRCÜ AYDINI  EŞREF YILMAZ MAXAR...

Gürcü Kültür Merkezi İMC Tv.2011

Gürcü Kültür Merkezi Tanıtım Videosu-İMC Tv. 2011 gurcuder 

  • Türkiyeli Gürcülerin Geleceğine Yönelik Kısa Bir Değerlendirme…

    Pazartesi, 09 Ekim 2006 18:46
  • Niçin Gürcü Kültür Merkezi?

    Salı, 07 Nisan 2009 23:24
  • BİR RÖPORTAJIN ARKA PLANI: ADIĞE BİRLİĞİ MEGREL-LAZLARA NASIL BİR MODEL OLACAKTIR?

    Perşembe, 22 Nisan 2010 14:58
  • KAFKAS HALKLARININ KARDEŞLİĞİ İÇİN AYDIN SORUMLULUĞU !

    Pazar, 25 Temmuz 2010 19:45
  • Türkiyeli Gürcüler ve Gürcü Kültür Merkezi’ne Dair…

    Perşembe, 23 Aralık 2010 13:43
  • Gürcü Kültür Merkezi CNN Türk’te canlı yayında…

    Salı, 28 Aralık 2010 19:26
  • Türkiyeli Gürcülerde asimilasyon,anadil ve kimlik sorunları….

    Pazartesi, 24 Ocak 2011 22:46
  • Ali İhsan Aksamaz ile Röportaj

    Salı, 24 Mayıs 2011 23:33
  • Hayatın akışı ve vesaire...

    Salı, 24 Mayıs 2011 23:49
  • Hüseyin Uygun ile Röportaj

    Perşembe, 02 Haziran 2011 14:14
  • GÜRCİSTAN-RUSYA İLİŞKİLER: SORUNLAR, AYRILIKÇI HAREKETLER

    Cumartesi, 04 Haziran 2011 22:20
  • Gürcü Kültür Merkezi ile Maddi Dayanışmaya Çağrı...

    Perşembe, 30 Haziran 2011 15:41
  • Türkiye’nin sözde Gürcü aydınları…

    Cumartesi, 09 Temmuz 2011 12:25
  • AHMET HULUSİ KIRIM İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJ

    Cumartesi, 13 Ağustos 2011 09:23
  • Gürcistan’daki Güncel Gelişmeler ve Türkiye ile İlişkileri

    Perşembe, 01 Eylül 2011 00:11
  • GÜRCÜ KÜLTÜR MERKEZİ-KANAL B TV

    Perşembe, 01 Eylül 2011 00:28
  • Gürcü Kültür Merkezi Faaliyetleri (2010-2011)

    Perşembe, 01 Eylül 2011 00:41
  • Ahmet Özkan Melaşvili Sunumu...

    Perşembe, 01 Eylül 2011 00:48
  • Gürcistan Rusya Savaşı 2010 yılı Basın Açıklaması-Rus Konsolosluğu

    Perşembe, 01 Eylül 2011 00:55
  • ÜCRETSİZ GÜRCÜCE DİL KURSLARI...

    Pazar, 04 Eylül 2011 13:22
  • Eşref Yılmaz ile röportaj...

    Salı, 04 Ekim 2011 12:12
  • Gürcü Kültür Merkezi İMC Tv.2011

    Perşembe, 06 Ekim 2011 22:05
 
Mitra Global CMS Mitra Global CMS Mitra Global CMS
Mitra Global CMS Mitra Global CMS Mitra Global CMS
 
KAFKAS HALKLARININ KARDEŞLİĞİ İÇİN AYDIN SORUMLULUĞU ! PDF Yazdır e-Posta
Nevzat Kaya tarafından yazıldı   
Pazar, 25 Temmuz 2010 19:45
AddThis Social Bookmark Button

 

AÇIKLAMA:Kolkhoba. org’un sayın Yalçın Karadaş’la yapmış olduğu röportaja verdiğim “Adığe birliği Meğrel-Lazlara nasıl model olacaktır.”adlı yazımdan sonra kolkhoba.org’da tarafıma ve Gürcü Kültür Merkezine karşı ileri sürülen yaklaşımlara karşı bu yazı yazılmış ve kolkhoba.org’a gönderilmiştir.Fakat yanıt hakkımız olmasına rağmen,bu hak tarafıma kullandırılmamıştır.Sonuçta halklar arasında eski yaraları kaşımak gibi bir niyetimiz olmasa da,halkların kardeşliğinin sağlanması içinde yanlış görüşlere karşı mücadele etmek gerekliliğinden dolayı, bu yazımızı yayınlıyoruz.

KAFKAS HALKLARININ KARDEŞLİĞİ İÇİN AYDIN SORUMLULUĞU  !

 

Kolkhoba.org’da Jineps gazetesinden sayın Yalçın Karadaş’la yapılan röportaja verdiğim yanıta karşı, tarafıma ve yönetim kurulu üyesi olduğum Gürcü Kültür Merkezine yönelik haksız ve benim yanıtımla ilgili olmayan yaklaşımlar  gelmiştir. Bunlara karşı yanıt vermem, en doğal hakkımdır. Bulanık durumlardan düşmanlık çıkar, dostluklar ve halkların kardeşliği için gelin birbirimizi anlayalım. Ve halkların kardeşliğine karşı olan oyunları bozalım. 

HALKLARIN KARDEŞLİĞİ =KADERİNİ TAYİN HAKKI

  Yanıtlarıma geçmeden önce, halkların kendi kaderini tayin hakkına halkların kardeşliğinden yana olanların nasıl bakması gerektiğini biraz açmamız gerekiyor.Çünkü tartışmamızın esas nedeni budur.Jineps’li Yalçın Karadaş’ın ve Kolkhoba.org’un halkların kardeşliğinden dem vuran röportajına yanıtımızın tek nedeni bu röportajda bunun iddia edilmesine rağmen buna uygun olmayan yaklaşımların sergilenmesidir.  Bu açıdan yazımızdaki yaklaşımlarımız kendi kaderini tayin hakkına, dünya halklarının çıkarı ve kardeşliği perspektifinde yaklaşımlar içerecektir.Özel olarak bir halkın veya halkların durumunun buna uygunluğunu genel ve somut durumlara yönelik ele alacağız. Bu açıdan kaderini tayin hakkının mutlak bir ayrılma hakkı olmadığı, olamayacağı açıktır. Bir halkın ve genelde bütün dünya halklarının çıkarı ve kardeşliğine uygun değerlendirmelerde bulunmak esas ölçütümüzdür. Özel durumlarda hukuki durumları da ek olarak ele alsak ta, bakış açımız kaderini tayin hakkının bir şekilsel hukuk meselesi olmadığı, olmayacağı yönündedir. Halkların kardeşliği ve çıkarları perspektifinde olaylara yaklaşan herkesinde bu açıdan durumları değerlendirmesi  gerektiği çok açıktır.

     Kendi kaderini tayin hakkının mutlak ayrılma, bağımsızlık talebi olmadığını, olamayacağını, bu yöndeki her talebin somut olarak incelenmesi gereken, belirli koşullara uyan durumlarda haklı, meşru talepler olacağını belirttik.

     Bunun koşullarının ne olduğuna geçmeden önce şunu da belirtmeliyiz ki, tarihsel olarak, ayrılmanın haklı olduğu durumlara rağmen ortaklık şeklinde oluşmuş birlikteliklerde,geçmişin dayanak yapılarak gündeme getirilen ayrılma talepleri de, tek başına ayrılma hakkını haklı çıkartmaz.

     Her halkın veya ulusun(günümüzde artık halk ve ulus aynıdır demekte doğrudur. Çünkü ulusun içinde artık ulusal anlamda burjuvazi bulmak neredeyse imkansızdır) kendi kimliğinin güvence altında olmasını isteme, bunun için mücadele etme ve son tahlilde ayrılma tercihini dile getirme, doğal ve meşru bir haktır. Bunları ifade ederken, şu bilinmelidir ki, her durumda ayrılık veya her etnik gruba ayrı devlet anlayışı yanlış ve halkların kardeşliği ile bağdaşmayacak ve sürekli halklar arası çatışmalara ve emperyalistler arası çıkar kavgalarının tuzağına düşme riskini barındıracak bir durum olarak ele alınmalıdır. Halkların kaderini tayin hakkı her etnik grubun devletine sahip olma şeklinde, salt dar grup çıkarlarıyla belirlenen bir yaklaşımla ele alınamaz. Emperyalist devletlerinin çıkar kavgaları için, karşı tarafın hakimiyetindeki devletleri bölmeye çalıştığı bir gerçeklikte, halkların KADERİNİ TAYİN HAKKI’nı her koşulda ayrılma olarak görmeyip, somut duruma ve bunun o halk ve dünya halkları için yaratacağı sonuçlara bakmak gerekir. Temel olan KADERİNİ TAYİN HAKKININ içeriği, yani haklı bir zeminde bir halkın ve halkların çıkarlarını Emperyalistler arası çıkar çatışmalarının tuzağına düşmeden sağlama durumunun yaratılmasıdır.

        Emperyalist bir ülkenin boyunduruğundan çıkmak için girişilen ulusal ve sosyal her türlü mücadelede haklıdır. Bir halkın özgür iradesi ile bağımsızlık yönünde aldığı her türlü karara halkların kardeşliğini ve çıkarlarını savunanlar destek verir. Ta ki bu hareket Emperyalist devletlerarasındaki çıkar çatışmasının bir piyonu olmasın. Yerel iktidarların kendi iktidarını kurmak için emperyalist bir gücü yanına alarak gerçekleştirdikleri savaşımlar halkların kardeşliğine zarar veren ve gereksiz yere bir halkın ve halkların bedel ödemesine neden olan durumlardır. Bunları desteklemek ve kendi kaderini tayin olarak değerlendirmek, emperyalist güçlerin çıkar ve hakimiyet çatışmalarına halkları kurban etmekten başka bir şey değildir.

Bu anlattıklarımızı somutlamak gerekirse, Çin’deki Amerikan yandaşı Rabia Katırcı’nın başını çektiği hareket bunlardan biridir. ABD emperyalizminin Çin’e karşı kullandığı bir olay olan bu durumda, halkların kardeşliğinin yanında olanlar bu hareketi desteklemezler. Böyle bir durumda bir halkı ve halkları iki emperyalist gücün arasında tercih yapmaya çalıştırmak, o halka ve dünya halklarına zarar vermekten başka bir şey değildir. Bu hareket emperyalist işbirlikçisi bir grubun Uygur halkını kullanmaya çalışmasından başka bir şey değildir. Uygur halkının var olan statü içindeki mücadelesi haklı, fakat böyle bir durumla çakışması durumu ise yanlıştır. Burada önemli olan, oluşmuş statünün durduk yere, bu tarz emperyalist bir gücün uzantısı işbirlikçi yapılarca, dayandıkları emperyalist gücün çıkarları için bozulmaya çalışılmasıdır. Emperyalistler arasında halklara tercih yaptırmaya çalışmak ve bunun için halklara bedel ödetmek, halklara ihanetten başka bir şey değildir. Böyle durumlara karşı mücadele etmek ve bu tarz liderliğe sahip yapılanmalara karşı halkların uyanık olması için çalışmak, halkların çıkarını ve kardeşliğini savunan herkesin görevidir. Bizim bakış açımızda, Yugoslavya’nın ABD emperyalizmi tarafından parçalanmaya çalışılmasına destek vermek, halkları piyon haline getirmektir.  Bu örnekte Rusya buna direnirken, ABD ve öbür emperyalist güçler bunun aksine bölmeye parçalamaya çalışmışlardır. Bu süreç Gürcistan’da da tam tersi bir şekilde yaşatılmaya çalışılmaktadır. Burada da Rusya Gürcistan’ı bölmeye çalışırken, ABD ve öbür emperyalistler buna direnmektedir. Burada yerel iktidarın niteliğinin hiçbir önemi yoktur. Yugoslavya veya Gürcistan’ın  (hatta Çin’in) iktidar niteliği bu tip emperyalist güçlerin eksenindeki çalışmalara destek verilmesini haklı çıkartmaz. Ve bu nokta da bu tuzaklara düşmeden, haklı ve meşru temellerde ülke içindeki demokrasi mücadelesinin bütün halklarca ortak sürdürülmesi, o ülkedeki halkların çıkarına olan durumdur. Dünya da belirli bir süreçte 2000 devlet yaratılması gerektiği dillendirilirken, gerçek bağımsızlığı ve gerçek anlamda bir halkın veya halkların haklarını güvenceye almayacak ayrılma talepleri, halkların çıkarları ile bağdaşmaz.

KAFKASYA’DA RUSYANIN TRUVA ATLARI: ABHAZYA VE GÜNEY OSETYA

ABHAZYA’DA DURUM:

Gürcistan’a bağlı özerk bir cumhuriyet olan Abhazya’da, Gürcistan’ın Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan ayrılma süreciyle birlikte ayrılma talepleri, Rusya’nın Gürcistan’ın bu tavrına karşı Abhazya’da ayrılıkçılığı desteklemesi ve örgütlemesiyle, gündeme gelmiştir. Birincisi ayrılma talebi, halkın özgür iradesine dayanmadığı gibi, Abhazya’daki bütün halkların ortak kararı da değildir. Bir ayrılma kararının alınması için halkın büyük çoğunluğunun desteği gereklidir. Yüzde 51 gibi bir çoğunlukla bu iş olmayacağı gibi, birçok halkın yaşadığı Abhazya’da bu karar bütün halkların ortak onayı ve haklarının güvence altına alınması durumunda, ancak meşru olacağı da açıktır. Bu açıdan Abhazya’da öbür halklar, özellikle de Meğrel-Gürcüler bu sürecin dışında bırakılmıştır.

Rusya’nın desteği ile siyasal gücü elinde tutan Abhazya yönetimi tek yanlı ve adil olmayan bir karar  almıştır. Birincisi Gürcistan’ın BDT’den çıkma isteğini kendi devletlerini kurmak isteyen Abhazya yönetimi gerekçe yapmıştır. Yani orta da bir bağımsızlık ve kendi kaderini tayin durumu yoktur. Abhazya yerel yöneticilerinin Rus işbirlikçisi iktidarlarını kurmak için öbür halkların aleyhine oluşturdukları fiili bir durumdan başka bir şey yoktur ortada. Özerk bir cumhuriyet olan Abhazya’da tek yanlı bir statü değişimi istemek haklı ve meşru değildir. Bir de bu kararın bütün halkları kapsamadığı ve ayrıca Rusya Emperyalizminin Kafkasya’da hakimiyetini yitirmemek için Gürcistan’ı cezalandırma ve kendine işbirlikçi bir yönetim yaratma durumu söz konusudur. Biz sorunu toprak bütünlüğü ve hukuksal nokta da tartışmayacağız, esas olan bu değildir. Ki bu nokta da bile Abhazya ve Güney Osetya’nın hukuksal olarak tek yanlı ayrılma iradesi haklılık taşımamaktadır. Abhaz halkının da kendi geleceğinin garanti altında olmasını isteme hakkı vardır. Fakat Abhazya’daki öbür halklarında buna hakkı vardır. Abhazya’daki durum bütün halkların özgür iradeleriyle aldıkları ortak bir karar olmadığı gibi, bundan da öte bir bağımsızlık değil, şekilsel olarak bile bağımsız olmayan kukla bir yönetimin, çoğunluğun aleyhine iktidarı zorbaca gasp etmesidir.

   Bu nokta da somut konuşalım. Sayın Yalçın Karadaş der ki ’halklar arasında hiyerarşi olmaz, demokrasi için kafa sayısı ve şiddet şartı kabul edilemez’(1)Sayın Karadaş’a ve bütün Abhaz kardeşlerime soruyorum. Abhazya’daki durumu bu söze göre nasıl değerlendirirler acaba. Gürcistan’a yönelik birçok eleştiri getirmektedirler. Bunlara diyeceğimiz bir şey yoktur. Eleştirmek en doğal haklarıdır. Abhazya’daki bu durumu nasıl açıklayacaklardır? Acaba bütün halkların Abhazya’da hakları anayasal ve fiili güvencede midir? Acaba sayın Karadaş’a göre Rusya emperyalist bir ülke değil midir? Ve bizim bilmediğimiz herkese ve bütün halklara eşit, adil olan bir devlet mi icat edilmiştir? Bence minareyi çalan kılıfını hazırlamalıdır. Sayın Karadaş Rusya’nın emperyalist bir devlet olmadığını ve herkese ve bütün halklara eşit adil olan mutlak bir demokrasiye sahip bir devlet icat ettiğini açıklamalıdır.

 Birkaç örnek vermek gerekirse, Abhazya anayasasında der ki, devletin resmi dili Abhazca ve ayrıca Rusçadır. Sadece Abhaz kökenliler devlet başkanı olabilir ve büyük yetkilerle donatılmıştır. Bu nasıl bir durumdur? Sayın Karadaş bu kabileci-ırkçı durumu nasıl açıklamak gerekir? Çeçenistan halkının Rusya’dan ayrılmak için halkın büyük çoğunluğunun desteği ile aldığı karar kendi kaderini tayin hakkı değil de, bu karar mı öyledir acaba? Rusya bu karara şiddetle karşı çıkarak 300.000 Çeçeni öldürürken, neden acaba Abhazya’yı desteklemektedir? Acaba Abhazya’da bir gün bir bölge ayrılmak isterse, Abhaz yönetimi bunu kabul edecek midir? Çeçenistan örneği dururken, Rusya’nın Abhazya tavrı ve Abhazya gerçekliği biraz gülünç olmamakta mıdır? Çeçenler bağımsızlığı hak etmiyor da, Rusya’nın desteklediği Abhazya’mı bunu hak etmektedir? Gürcistan yönetimine birçok eleştiri getiren Sayın Karadaş’ın Abhazya daki durumda da tutarlı olup, aynı yaklaşımları göstermesi gerekmez mi? Fakat Sayın Karadaş gerçekliği çarpıtan, tek yanlı psikolojik savaş taktikleri içerisindedir. Dürüst ve inandırıcı değildir.

ADIĞE BİRLİĞİ KAFKASLARDA RUSYANIN İSRAİLİNİ YARATMA PROJESİDİR!

      Sayın Karadaş der ki,’Abhazya şu anda Kafkasya’nın en önemli noktası. Ve Abhazya, Kafkasya halklarının kurtuluşu için en önemli nokta. Ancak, şu anda elimize geçmiş olan fırsatı kullanmadığımız takdirde, böyle bir ortamın daha sonra geleceğine inanmıyorum…’(2) Anlaşılacağı üzere tek sorun ne yapıp edip, kukla da olsa, bütün her şeye rağmen bir devlete sahip olmaktır. Aslında mağdur olan bu durumda Gürcistan ve Abhazya’daki Meğrel - Gürcülerdir. Fakat kim daha çok çığırtkanlık yaparsa, o kazanır misali,  birde çok yakınınızda her an Kafkasya’nın her tarafına müdahale etmeye hazır bir Rusya varsa, işiniz kolaydır. Gerisi mi, başka halklar mı? O da ne ki? Önemli olan ne olursa olsun bir devlete sahip olmaktır. Sormak istiyoruz böyle bir Abhazya mı Kafkasya’nın kurtuluşuna hizmet edecektir? Sayın Karadaş yine der ki, Gürcistan’a yönelik” yahu biz yanlış yapıyoruz, gelin insan gibi yaşayalım, oturalım, konuşalım”(3) Evet oturalım konuşalım dedik, fakat olmuyor be Karadaş. Adığe birliği diyorsunuz, bu konuda da bu birliğin Rusya’nın Kafkasya’daki İsrail’i olacağını dillendirenler var. Bu bir iddiadır. Sosyal bilimlerde kanıt olmaz. Sadece bu iddiayı bir kenara not etmek gerekir, diye düşünüyorum. Ve ayrıca Jineps çevresi için ”derin devlet çizgisindeki yapılanmalara yaklaşma”(4) İddialarının sahiplerince ispatlanmasını istemektedir Sayın Karadaş. Şimdi kendisi acaba hangi iddiasını kanıtlayabilir? Bu sizin çevrenizden gelen bir iddia ve yorum yapmak bize düşmez. Fakat Sayın Karadaş ve Jineps çevresi hakkında bu noktada olmasa bile, samimiyetleri konusunda ciddi şüphelerimiz olduğunu ve buna uygun davranacağımızın bilinmesini isteriz. Çerkes üst kimliğinden bahseden Sayın Karadaş ve Çerkesler bilmelidir ki, Kafkasya’da büyük oranda bölünen bu kimlik, diasporada da bu süreç devam ettiği, yani Rusya güdümlü bu devletçikler oluştuğu sürece gerçekleşecektir. Nasıl ki, Gürcistan’a yönelik halkları kışkırtma ve birbirine düşürme yaklaşımları içindesiniz, sizde bunun sonuçlarını kendi içinizde bölünme şeklinde ve eleştirdiklerinize benzeme olarak göreceksiniz. Ki aslında ‘tencere dibin kara, benim ki senden kara’ hikayesini görmek gerekiyor. Her koşulda ve her şeye rağmen devlet olmayı istemek, bunu isteyenlere belki devlet sunar, fakat kendi halkının bile çıkarlarını sağlayan onurlu bir şekilde yaşayacağı bir ülkeyi sunmaz ve sunmayacaktır.

GÜNEY OSETYA’DA DURUM:

Konuyu fazla uzatmamak için bu konuda fazla bir şey demeye gerek yoktur. Bu sorun da Abhazya’dan farklı değildir. Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in ekonomik konular ile ilgili eski danışmanı Andrei İlarionov’un  4 Eylül’de Ukrayna’daki Katon Enstitüsü Yaz Okulu öğrencilerine verdiği konferanstaki açıklamalarını okumalarını tavsiye ederiz. Buradaki durum daha da vahimdir. Bırakın bağımsızlığı Kuzey Osetya ile birleşmeyi istemek ve Rusya’ nın tamamen hakimiyetinde olmaktan başka bir durumda yoktur. Sormak gerekir. Rusya’nın eğemenliğine girmek ne anlama gelir. Bunun yanıtı şu olsa gerek özerk bir cumhuriyet olan Güney Osetya’nın yarın bu durumu da tartışmalıdır. Bakalım Rusya’dan ayrılmayı bir istesinler. Veya acaba Osetye’da onurlu ve haklarının garanti altında olacağı bir durumu gelecekte yaşayabilecekler midir? Ki bu durum Abhazya içinde geçerlidir.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

Halkların kardeşliğinden ve Kafkasya’da barıştan yana olanlar, Abhazya ve güney Osetya’da, baştaki statüye dönülerek, iki bölgedeki halkların temsilcilerinin oturup, bütün halkların çıkarlarını ve haklarını garantiye alan bir durumun oluşturulmasının sağlanması için, mücadele etmelidirler. Bu nokta da bu iki bölgenin yerel iktidarları ve emperyalist ülkelerin kamuoylarında etki oluşturmaya çalışmak, benim hakkım derken başka halkların hakkı da denilmesi gerektiğinin çalışmasını yapmak, halkların kardeşliğinden yana olan herkesin görevidir. Süreç çok uzundur, fakat göle maya atmak ve bu nokta da geleceğe yönelik bir bilinç oluşturmaya çalışmak, özelde Kafkasya ve dünya halklarının bu gibi gereksiz ve haksız çıkar ve paylaşım savaşlarının gelecekte dışında kalabilmesini sağlamak için şarttır. Bağımlı devletler eksenli ve onlara tabi ittifak anlayışlarından, halkların kardeşliğinde samimi olanlar uzak durmalıdırlar. Halkları atlar arasında tercih yapan piyonlar gibi görmek ve bunu savunmak, halkların kardeşliğine en büyük ihanettir.

 YÜREĞİMİZ TEMİZ OLSUN SAYIN K’EREF

Sayın(Yalçın Karadaş) K’eref Çerkes kimliği kitabında der ki,’sokaklara ne ellerine geçerse atıveren, bizim ülkedekilerden beter bir halk bu Gürcüler…helal olsun delikanlıya derken “tu!” bir tükürük savuruyor kaldırıma ve geçip gidiyorlar huşu içinde.”(5) Şimdi öyle bir tesadüf oldu ki, Sayın YALÇIN K’EREF, tesadüfen bu çocuğu “bulduk. Bir Çerkes’miş ve adı da PŞITL K’EREF, işe bakın sizinle aynı soyadı taşıyormuş. Şimdi ‘beter bir halk bu gürcüler’ lafınızı Çerkesler şeklinde değiştirmeyi düşünür müsünüz? Veya bu tanımlamayı başka halklara karşı yapabilir misiniz? Aynı kitabınız da  diyorsunuz ki:”…hala Svanlarla alay ediyorlar;”kazkafalılar diye…dağlı olduklarından.”(6) Evet, bu gibi düşünenler her halk içinde olabilir. İnanın biz de araştırma yapsak Çerkeslerle ilgili bu ve buna benzer çok örnek bulabiliriz. Tabii ki, bu tavrı şiddetle kınarız. Fakat sormak gerekir, anket yaptınız mı? Ve bunu diyenler kaç kişi? Acaba başkaları da Çerkeslerle ilgili böyle genellemeler yapsa hoşunuza gider mi? Sayın K’eref halkların kardeşliğinden bahseden biri böyle örnekleri genelleştirmeyeceği gibi, yazmaz bile. Sizin halkların kardeşliğinden anladığınız bu mudur? Sıradan biri yapsa bunu neyse, fakat sizin gibi halkların kardeşliğinden bahseden birinin bunu yapması size doğru geliyor mu? Acaba bunları hangi yazarlık ahlakı içinde değerlendiriyorsunuz? Bu şekilde yaklaşımlar içinde bulunan birinden Gürcülerden özür dilemesini istemek bile gereksizdir.

 GELEN TEPKİLERİN AMACI NEDİR?

Sayın kolkhoba.org yöneticisi Xopuri Lazi, Sayın Yalçın Karadaş’a verdiğim ilk ve bu yanıtlarım etrafında, sormak isterim kendinizi nereye yerleştiriyorsunuz? İlk yazımda kolkhoba org’u Rusçulukla suçladığımı nereden çıkarttınız. Benim yaptığım belirli tespitler yapmak ve bu nokta da bunların neye denk düşeceği noktasında sorular sormaktı.Sorarım size Abhazya gerçekliği nedir? Abhazya’daki yönetim Rusya’nın kuklası bir yönetim değil midir? Abhaz yönetimi Rusya ile birlikte 17.000 asker ve sivil Meğrel-Gürcüyü öldürmemiş midir? 5.000 civarı da Abhazya tarafında ölü vardır. Sayı meselesi, az çok meselesi yapılamaz burada. Kim suç işlemişse cezasını çekmelidir. Cevap vericilerden biri diyor ki, 5.000 Abhaz’ın ölümü veya işkenceler v.s. İnsanlık dışı her türlü uygulamayı kim yaparsa yapsın kınarım. Fakat neden tek yanlı yaklaşıyorsunuz? Abhaz ve  Oset ayrılıkçıları ile Rusya pürü pak mıdır? Kuzey Osetya’da öldürülen onca İnguş meselesi ortadadır. Benim açımdan iki taraftan da ölenler ve insanlık dışı uygulamalara maruz kalanlar kabul edilemez ve insanlık dışı uygulamaları yapanlar cezasını çekmelidir. Fakat tehlikeli olan durum şudur ki; öyle bir yaklaşım söz konusudur ki, sanki bunlar Gürcü olsaymış öldürülmeleri normal olurmuş. Tek sorun burada Abhaz-Adığe birliği ve Laz-Megrel kardeşliği ve dayanışması noktasında, bu duruma nasıl kılıp uydurulacağı kaygısı, bu ve değişik yazılarda söz konusudur.

    Yanıtınız da” Kolkhoba.org şiddeti ve husumeti tahrik eden, şovenizme hizmet eden, halkların dostluğuna zarar veren metinleri yayınlamaktan imtina eder "kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana" ilkesiyle yayın yapıyor. "Mazlumu savunmak hakkı ve adaleti savunmaktır, zulme karşı sessiz kalmaksa zalime yardımcı
olmaktır" diyorsunuz. Sorarım mazlum olan Rusya ve işbirlikçisi abhazya yönetimimidir? Neden hiç Meğrel’lerin Abhazya’da uğradığı insanlık dışı uygulamalardan ve hak kayıplarından bahsetmiyorsunuz? Rusya’nın kışkırtması ile tek yanlı ve öbür hakları dışlayan, yok sayarak yaratılan bir fiili durumu savunuyor duruma düşüyorsunuz? Abhazya da Meğrellerin ve öbür halkların hakları anayasal ve fiili garanti altında mıdır? Geniş yetkilerle donatılmış ve sadece Abhaz kökenlilerin devlet başkanı olabileceği bir durumu nasıl açıklıyor sunuz? Askeriye ve bürokrasiyi ellerinde tutan ve Rusya’nın fiili işgali altında olan bir durumda Meğrellerin gerçekten haklarının kimlik ve dillerinin güvence altında olacağını ve Abhazya’da eşit, adil bir şekilde yaşayabileceklerine inanıyor musunuz? Sorduğum soruların hiç birinin de yanıtı maalesef olumlu değildir, olamaz. Meğrellere yönelik söylenenler ve görünüşte yapılanlar bir kandırmaca, aldatmacadır, hiç biri samimi değildir. Sayın Yalçın Karadaş’ın yazısı tek yanlı, halkları birbirine kışkırtan ve gerçekleri çarpıtan bir yazıdır. Ve siz de bu yazıyı yanıtımdan sonra bile savunmaktasınız. Halkları değişik atlara oynayan figüranlar olarak görmek, halkları birbirine kışkırtmaktan başka bir şey değildir. Bu mudur halkların dostluğu? Bu röportaj tamamen kışkırtıcıdır ve halkları birbirine düşürmekten başka bir işlevi de yoktur.                                                                                                                                                             .  .

  Yanıtınızda şöyle demektesiniz,” böyle bir siteyi Rusçulukla suçlamak ve asılsız iftiralarda bulunmak nasıl bir duygu silsilesinin ürünüdür! Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir, sabote etmektir, zihinleri bulandırmaktır ve bu uğurda amaca ulaşmak için de her yol
mubah sayılmaktadır.”evet doğrudur, Rusya’nın politikaları ile buluştuğunuz ve bu röportajın kışkırtıcı, halkları birbirine düşürme niyetiyle yapıldığı çok açıktır. Ve sabote eden, veryansın eden sizsiniz. Bilmeden beni ve gürcü kültür merkezini suçlayan sizsiniz. Bana ve yönetim kurulu üyesi olduğum Gürcü Kültür Merkezine yönelik değerlendirmelerinizi hangi belgelere ve ifadelerimize dayandırmaktasınız? İlk yazım da bu şekilde değerlendirmeler yapmanıza neden olan hangi ifadem vardır? Aksine yaklaşımlar içinde olduğumu dürüst olan ve tek yanlı bakmayan herkes görebilecekken, sizler ayağınıza basılmış birinin can havliyle karşı saldırı kampanyası düzenlediniz bana ve Gürcü Kültür Merkezine yönelik. Halkların kardeşliğini sabote etmeye çalışanın kim olduğunun takdirini okuyuculara bırakıyorum..

Sayın Nart Çetaw” Sn. Nevzat Kaya'ya ve onun nezdinde temsil ettiği ideoloji çok açık
göstermektedir ki Kafkasya'da halkalar arasında fiili ve realist bir işbirliği söz konusu değildir. Bu durumda bırakalım Gürcü-Laz-Megrel'lerin temsil ettiği ve Batı'ya yanlış ata
oynama pahasına sırtını yaslayarak KAVKAZ DOMA gibi başarısız bir atılıma evsahipliği yapan Kartvel Birliği her zaman olduğu gibi hayallerinin peşinde koşmaya devam etsin.”şeklinde bir değerlendirme ile bana yanıt vermiştir. Derim ki, benim hangi ideolojiyi temsil ettiğimi onun anlayacak kapasitesinin olduğu tartışılır. Evet, doğrudur, sizin gibi halkları değişik atlara oynayan figüranlar gibi görenlerle hiçbir işbirliği mümkün değildir. Sizce doğru at Rusya mıdır? Oysa bizim hiç bir ata oynama niyetimiz olmadığı gibi, oynayanlarla da işimiz olmaz Ne kavkaz doma, ne de Rusya’nın başını çektiği oluşumlar içinde yer almayız, alanlarla da yan yana durmayız. Evet sizde, Rusya’nın güdümündeki, Abhazya - Adığe birliği ve başka halkları bu şekilde kışkırtma ve halkları birbirine düşürme yolunuza devam edin. Kesinlikle Abhazist-Çerkesist ve Kolkhoist gibi halkları kışkırtan ve birbirine düşüren oluşumlarla yan yana gelmemiz mümkün değildir.

Sayın Erol kılıç  “Bu yazının teması beni 1989 yılına götürdü.18 Mart 1989 yılında Abhazyanın Gudauta kenti tarihi Lıhnı köyünde Abhazyada yaşıyan tüm halkların temsilcileri ve 30 bin kişinin katılımı ile yapılan toplantı sonunda yayınlanan ''LIHNI DEKLERASYONU'' Abhazyanın özgürlük mücadelesinin mihenk taşıdır” demektedir. 30.000 kişi ile mi 530.000 kişinin kaderini belirlediniz. Ve burada 230.000  Meğrel-Gürcünün onayının olmadığı açıktır. Sadece abhaz temelli ve güney Afrika cumhuriyetindeki eski ırkçı anlayışı yansıtan Rusya güdümlü, işbirlikçi bir oluşuma mı özgürlük mücadelesi diyorsunuz? Nerede halkların kardeşliği ve öbür halklarında onayı ile oluşan durum. Kendiniz bile inanmıyorsunuz bence buna. Bizler Türkiye’de bütün etnik gruplara hangi hakları istiyorsak, dünyanın her tarafında da aynısını istiyoruz. Sorarım size 230.000 Meğrel-Gürcünün hakları nerededir? Çifte standart içinde olan sizlerin desteklediği kukla Abhazya yönetimi ve sizlersiniz.

SONUÇ OLARAK:

    Bizim bakış açımız hiçbir zaman çifte standartlar taşımaz. Biz Türkiye de ne istiyorsak, dünyanın her yerinde de aynısını bütün halklar için isteriz. Bizim beklentilerimiz, Kafkasya’dan bütün dış güçlerin elini çekmesi, Kafkasyalıların sorunlarını diyalog yoluyla halletmesi için mücadele edilmesidir. Biz bağımsız, demokratik bir Gürcistan istiyoruz. Kafkasya’da savaşların olmaması ve halkların birbirine düşürülmesine izin verilmemesi için, Kafkasyalıların emperyalist güçlerin politikalarının dışında, etnik temelden kaynaklı dar grup çıkarlarına saplanılmadan, Kafkasyalılık bilinci ile birlikteliklerin, hem Türkiye’ye  hem de  Kafkasya ya yönelik  hayata geçirilmesi tek beklentimizdir. Çünkü aksi bir durumda  kazanan Kafkasyalı halklar olmayacağı gibi, Türkiye’deki biz Kafkasyalılarında bundan büyük zararlar göreceği açıktır.27.04.2010

NEVZAT KAYA

1)Çerkes kimliği, Yalçın Karadaş,sorun yayınları. S.67 

2) age s.198

3) age s.193

4) age s.97

5) age s.174-175

6) age s.196

Yorumlar
Yeni Ekle Ara
IVANKOSTIN19  - ответ     |193.105.210.xxx |2011-11-18 15:45:29
качественная реклама в прессе, метро только
здесь.
rahmi özkaya  - Kafkas Halkları Dünyası   |78.187.110.xxx |2011-01-19 18:05:55
Sayın Nevzat Bey Kardeşimizin Kafkasya Halklarının sosyal-kültürel ve
siyasi-ekonomik sorunları ve çözümlerine yönelik açıklamasının
doğruların daha iyi bir şekilde açık ve net olarak öğrenilmesi
bakımından önemlidir. Tarihi ve Coğrafi ortak bağlarımızın bulunduğu
bu topraklarda yaşamımızı paylaştığımız KAFKASYADAKİ... HALKLARIMIZIN
ortak düşmanı HERTÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ortaklaşa mücadelemiz
sürdürülmelidir.Bunun için BİROLALIM İRİOLALIM.. NE.AB,ABD,RUSYA ...!
AYIDAN POST DÜŞMANDAN DOST OLMAZ...KAFKASYA BİZİM HERŞEY KAFKASYA ve
HALKIMIZ İÇİN...!
Yorum yaz
Adınız:
E-posta:
 
Web Sayfası:
Başlık:
UBB Kodu:
[b] [i] [u] [url] [quote] [code] [img] 
 
 

3.26 Copyright (C) 2008 Compojoom.com / Copyright (C) 2007 Alain Georgette / Copyright (C) 2006 Frantisek Hliva. All rights reserved."

Son Güncelleme: Salı, 30 Ağustos 2011 22:14
 
 
Mitra Global CMS Mitra Global CMS Mitra Global CMS